top of page

Z KUŞAĞINI EĞİTEBİLECEK BECERİLERE SAHİP MİYİZ?

KUŞAKLAR TEORİSİ EĞİTİMİ YENİDEN YAPILANDIRIYOR



Bu yazımda eğitim sektöründe çalışan meslektaşlarıma z kuşağını tanıtmaya çalışmanın yanı sıra bir de meslektaşlarıma kendi kuşaklarının özelliklerinin farkına varmalarını sağlamak istiyorum. Z kuşağına ulaşabilmek için ve tabii onları en etkili şekilde eğitmek için önce bu kuşağı anlamalıyız, sonra da onların akademik ve teknolojik anlamda saygısını kazanmalıyız.

Normal şartlarda 40’lı yaşlarını süren çalışanlar, profesyonel hayatlarının en verimli dönemlerinde kabul edilirler, mesleklerinde hatırı sayılır bir tecrübeye sahiptirler ancak bu söylem eğitim camiası için ne yazık ki geçerli değil. Meslekte tecrübe kadar, hizmet vermeye çalıştığımız öğrencilere ulaşmak ve hitap etmek de çok önemli.

Son on yıldır inanılmaz hızla gelişen teknoloji ve bu gelişimin içine doğmuş olan öğrencilerin belirli yaşlara ulaşmış olması bir çok öngörüyü ve eğitimin tüm çerçevesini değiştiriyor. Hemen hemen hiçbir meslekte hizmet verdiklerinizin kalitesi, hayata yaklaşımı ve teknolojik becerisi bu kadar hızlı gelişmedi ve değişmedi. Bankacılar müşterilerinin teknolojik gelişimine paralel bir gelişim izlediler, keza doktorlar, eczacılar, mühendisler de öyle, çünkü hemen hemen aynı kuşağa aittirler ama günümüzde öğretmenler ve öğrenciler arasındaki gelişim çok farklı ölçülerde ayrıştı.

Öğretmenler ve eğitim yöneticileri teknolojiyi öğrenirken, öğrenciler içine doğdukları bu sistemi hayatlarının bir parçası olarak görüyorlar.

Dünya genelinde genç kuşaklar genel anlamda X, Y, Z (ve en yeni ekleme olan Alpha) olarak adlandırılıyor. X kuşağı yeniliklere adapte olmaya çalışırken, bir yandan sabırla iş hayatlarında kademe atlıyor; Y kuşağı iş hayatında hemen yönetici olmayı, para harcamak için çalışmayı tercih ediyor, kendi görüşlerinden asla vazgeçmiyor; Z kuşağı ise artık sokakta birdirbir oynamıyor, ipad’leriyle sosyalleşiyor…[1]

X kuşağından bir öğretmen bir konferansı tüm dikkatiyle dinlerken, Y kuşağı konferans esnasında twitterdan yorumlar yazıyor, Z kuşağı konferansı dinlemenin yanı sıra internette gezinip, bazen sözü edinilen bilgileri anında kontrol ediyor. Bir X kuşağı öğretmen için saygısızlık gibi algılanabilecek olan bu hareket Z kuşağı için oldukça normal bir akış. Bilgiye erişimin çok kolay olduğu dünyada Z kuşağı artık herhangi bir bilgiyi ezberlemek zorunda değil, sadece nasıl ulaşacağını bilmesi ve sorgulaması yeterli.[2]


Aşağıda eklediğim tablodan yaşınıza denk gelen kuşağı ve kuşağın genel özelliklerini öğrenebilirsiniz.[3]

KUŞAKYIL

Not: Yıllar ülkelere göre farklılık gösterebilir, ve bazı kuşaklar üst üste binmiştir.


Kuşak teorisine biraz daha detay vermek istersek; X kuşağını kariyer yapmayı önemseyen, eğitim almış, kitap okumak yerine film izlemeyi tercih eden, duygusal, bakımlı, değişime açık, meslekî açıdan başarıya odaklanmış ,idealist, kanaatkar ve sadık bir nesil olarak resmede biliriz[4].

Y kuşağı için teknolojik yenilikleri bilen, bilgisayar ve atari oyunlarıyla büyümüş, ergenlik döneminde cep telefonlarıyla tanışmış, sosyal yönü gelişmiş, iş ortamında ve mesai saatlerinde esnekliği benimsemiş, kariyerden çok kendini ifade etmeyi önemseyen, karar alma aşamasında aktif rol üstlenen jenerasyondur diye biliriz [5]. Y kuşağı ise bağımsız olmayı seviyor. Özgürlüklerine düşkünler, Z kuşağı 1995 -2021 arasında doğmuş kişileri ifade etmektedir. Bilgiye ulaşma kapasiteleri, teknoloji sayesinde çok yüksektir. Erken yaşta eğitim almaya başladıkları için daha hızlı zihinsel gelişim göstermişlerdir. X ve Y kuşaklarına göre bireycilikleri daha kuvvetlidir. Sosyalleşme yollarının en belirgin olanı sosyal medyadır. Dijital çağın çocukları olarak kabul edilen Z kuşağının aynı anda birçok işi yapabilme yeteneklerinin olduğu bilinmektedir. Z kuşağı, giyilebilir, taşınabilir vb. teknoloji ürünlerini günlük hayatının vazgeçilmez bir parçası hâline getirmiştir [6].




OPUS toplum araştırma dergisinde yayınlanan makalede de yazıldığı gibi [7] Fransa da BNP Paribas ve The Boson Project (group.bnpparibas) tarafından, 15 - 20 yaş arasındaki 3.200 Fransız gençle yapılan anket, Z kuşağının çalışma hayatına ve şirket ortamına çok farklı bakış açısı olduğunu gösteriyor. Bu çalışma her ne kadar sadece Fransız gençleriyle yapılmış olsa da, küreselleşmenin ve yeni teknolojilerin birbirine çok yaklaştırdığı dünya gençliği hakkında da iyi bir fikir veriyor. Bu ankette [8]ortaya çıkan sonuçlar; gençler şirkette çalışma hayatından söz ederken ‘çok zor’, ‘çok karışık’, ‘sıkıcı’, ‘acımasız’ gibi algılarının ön planda. Olduğu görülüyor. 100 gençten 36’sı için şirket demek ‘stres’ demek . Z’ler, sürekli bağlı, iletişim ve etkileşim halinde oldukları bir eko-sistemin yörüngesinde yaşadıkları için, yaklaşık yüzde 40’ı başarıyı iyi bir network ile mümkün görüyor. Her şeyin cep telefonu modelleri yahut internet oyunlarının versiyonları gibi hızla eskidiği bir dünyada doğup büyüdükleri için, bilginin de çabuk eskiyeceği düşüncesindeler, dolayısıyla bilgileri ezberlemiyorlar ama bilgilerini ve kendilerini ‘sürekli güncellemeleri’ gerektiğine inanıyorlar.

İşte tam da tüm bu sebepten Z kuşağı öğrencilerimize ilettiğimiz bilgilerin geçerliliği konusunda güven vermeliyiz. Bu kuşağın sınıfta, derste birden fazla işi aynı anda yapma isteğine saygı duymalı ve hatta teşvik etmeliyiz.

Okullarımızda yenilikçi öğretim programlarını ve uygulamalarını ivedilikle işlevsel hale getirmeliyiz. Yıllar önce olduğu gibi hala öğrencinin ne öğrenmediğini tespit eden ölçmeler değil, ne öğrendiğini ortaya çıkaran değerlendirmeler yapmalıyız.

Günümüzde Z kuşağının özelliklerinden dolayı esneklik, gelişime açık bir tutum sergileme, bireyselleşme ve kişisel gelişim son derece önemlidir. Öğrencilerin kendilerine özel tasarlanmış eğitim ve öğretim programı sayesinde öğrenmesinin maksimum düzeye getirdiği ve öğrenmenin sorumluluğunu üstlendiği bilinmektedir.

Tüm bu yukarıda yazdığım sebeplerden dolayı yazıma bir süredir üzerinde çalıştığım “Yenilikçi Öğrenme Programları ve Kişiye Özel Ölçme Değerlendirme Basamakları” ndan bahsetmek istiyorum. Bugün bir çok okulda uygulanan kişiye özel eğitimden farklı olarak bu programda kişiye özel ölçme basamakları oluşturulmuştur. Bu basamaklar sayesinde öğrencinin öğrendiği ve sorgulayabildiği kısımlar tespit edilip başarı üzerine yoğunlaşa bilecek bir yol izlenmektedir. Sadece yaygın eğitim teknolojileri değil aynı zamanda yapay zeka uygulamaları da programa gömülmüş olduğundan, öğrencilerde öğrenmeyi maksimize eden üst düzey bir akademik başarı oluşmaktadır. Program kişilerin özelliklerine göre ilgi duydukları alanlarda yoğunlaşmanın yanı sıra, matematik ve ingilizce gibi önemli alanlarda örüntülerle içeriği canlı tutarak yapay zeka uygulamasını uygulamaya geçiren yapıdadır.

Programda yeni normalin bir gereği olarak istenilirse harmanlanmış eğitimin en esnek ve gelişmiş örneği de sunulmaktadır. Tüm Dünya’da kullanılan geçerliliği ve öğreticiliği yüksek çevrimiçi kaynakların yanı sıra, eğitimde gelişmiş ülkelerin eğitim yaklaşımları, öğrenci merkezli kaynakları ve yıllarca uygulanmış yüksek katılımlı akreditasyonları olan eğitim programları adapte edilmiştir.

Türkiye’deki eğitimin tüm ihtiyaçlarını içermenin yanı sıra öğrencilere küresel bir bakış açısını da kazandıran sistem anaokulundan itibaren anadil düzeyinde ingilizce eğitimi içermektedir. Dil öğretiminin o dile maksimum düzeyde maruz kalma ile gelişeceğini bildiğimizden, program tam etkileşimin sağlayacak şekilde örüntülenmiştir. Programımızda bahsi geçen örüntü kelimesi öğrenilen bir temanın ardışık olarak düzenli bir biçimde birbirini takip ederek yenilemesi olarak tanımlanmaktadır. Öğrencilerin öğrenme hızlarına ve geri dönütlerine göre bir sonraki basamaklar yenilenmektedir.

21. yy becerilerinin tam anlamıyla öğrenilmesinde ve içselleştirilmesinde matematik hayati önem taşımaktadır. Araştırmalar, matematik becerilerinin önemine vurgu yaparken kişilerin gelecekteki gelirleriyle ve akademik başarının tahminlerin üzerinde ilişkili olduğunu gösteriyor.

Dünya’da akademik başarısı ile örnek alabileceğimiz eğitim kurumlarının çoğu okullarından çok zorlu bir müfredat sunma eğilimindedirler. Dünyadaki en iyi eğitim sistemleri, temel kavramlara sıkı sıkıya odaklanmanın yanı sıra bunları erken yaşta derinlemesine öğretir ve öğrencilerin inşa edecekleri temel konularda uzmanlaşmalarını sağlar. Bahsi geçen programımız akademik anlamda kişiselleşen ölçme ve değerlendirmesi ile zorlu bir içeriğin öğrenciler tarafından kazanılmasını hedeflemektedir. MEB kazanımlarının yanı sıra yurtiçi ve yurtdışı üniversite kabul başarıları programımın en önemli çıktısıdır. Genel anlamda matematik, İngilizce ve sorun çözme becerisine ağırlık veren sistemde öğrencilerin farklı üniversite tahsilleri için ihtiyaç duyacakları alt yapı da sağlanmaktadır.

Haftada 40 saat ders üzerinden değerlendirilen programda her öğrencinin kendini lider gördüğü bir alan, doğru iletişim, bilimsel yaklaşım ve kuvvetli akademik yaklaşım programın dört ana öğesidir.

Program ile ilgili detaylı bilgi almak isteyenlerin sgo@sirinozenc.com mail adresine taleplerini iletmelerini rica ederim.

Sirin Guney Ozenc




[1] http://www.acikbilim.com/2013/09/dosyalar/nesiller-ayriliyor-x-y-ve-z-nesilleri.html [2] https://sjhexpress.com/opinion/2020/01/18/in-the-digital-age-generation-z-changes-the-economy-for-the-better/ [3] https://www.careerplanner.com/Career-Articles/Generations.cfm [4] Senbir,2004:24 [5] Howe ve Strauss, 1992 [6] Senbir 2004:27-28 [7]Geleceğimiz Olan Z Kuşağının Çalışma Hayatına Muhtemel Etkileri https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/394731 sitesinde mevcut [8] a.g.e

 
 
 

Comments


Post: Blog2 Post

Subscribe Form

Thanks for submitting!

©2021 by Sirin Guney Ozenc. Proudly created with Wix.com

bottom of page